28 Aralık 2009 Pazartesi

Ayrılık -Okan BAYÜLGEN & Soner ARICA

(okan bayülgen)
durucam burda
gidişini seyredicem
kıpırtısız, sakin gibi görünücem
kavgasız olucak, fırtınasız olucak
saçma sapan olucak
organlarım birbirine vurucak
arkandan sessiz bakıcam
ben yine salağı oynıycam...
(soner arıca)
gönlüme bir kor düşer
gitme öyle zamansız
önce hayaller biter
yanar külsüz dumansız
baharlar hiç gelmez
mevsim hep kış olur
günlerime güneş doğmaz
hislerim uyur
dilimden hiç düşmez
adın hasret olur y
üreğimde sızı dinmez
gülmek güç olur
ayrılıklar yara açar yara üstüne
yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
eğer gidersen bu aşka çok yazık olur

Yedi Karanfil-Ağıt (Bora Kaya için Okan Bayülgen)

Video Klibi Buradan İzleyebilirsiniz...
http://www.facebook.com/home.php?ref=home#/video/video.php?v=225635707139&ref=mf


Oğlum;
Sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
Bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
Tabii bundan haberin yok senin
Kronometreye erken bastığın için
Beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
Bizi bırakıp gittiğin yerdeeski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın

ama dur!
Sen hatırlıyor musun beni?
Peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
Ben yirmiydim tanıştığımızda
Sen beni en son otuzbeşimde gördün istanbul'da

Sonra sen kaş'ta öldün
O akşam aynı anda geldik antalya'ya
Sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
Ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
Sen iyi ki görmedin beni

yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi

olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
öyle olurdu yine
gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
hani sahnede olduğu gibi.
sen ağlarken bakamazdım sanas
inirimi bozardın, gülerdim
çünkü sen her boktan şikayet ederdin oğlumö
yle çok şikayet ederdin ki
sonunda sıkılır gülerdim
çünkü sen her boktan şikayet ederdin oğlum
öyle çok şikayet ederdin kis
onunda sıkılır gülerdim
sonra sen de sıkılırdın kendinden
başkası gibi olmak isterdin
mutlu olan bir başkası gibi
dert etmeyen biri
hani, benim gibi biri

birşey diyeyim mi sana oğlum?
şimdi dönsen buralara
ne gidilecek bir yol
ne uğruna ölünecek bir kadın
herneyse...
ama kadınları çok dert ederdin sen
ama onlar seni severdi oğlum
ama sen çok ağlardın onlar için
sevemezdin kendini bir türlü
onlar seni çok sevse de
senin gibi olmak istemezdim o zaman


daha çok sevin beni!
daha çok gülün bana!
beni daha çok isteyin!
daha çok!
ama seni en çok ben...

birşey diyeyim mi sana oğlum?
şimdi dönsen buralara
ne gidilecek bir yol
ne uğruna ölünecek bir kadın
ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim

kandırdım seni oğlum
parayı dert etme diye
yok öyle birşey, başarısızlık diye
illa da başkası olmaya çalışma salak gibi
bir kadın için ölme diye

kandırdım

artık umrunda değil mi bunlar?
artık bozulmuyor musun bu işlere?
aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
o kadın için ölmez misin bir daha?
ne var, bir kere daha ölsen?
değmez mi o kadın buna?

hani, hani değerdi?

çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
çıplak ayaklı kıza

bıraktın değil mi oğlum?
bıraktın, gittin
peki!
ama ben buradayım hala
ben devam ediyorum
peki sen bakıyor musun bana oradan?
gülüyor musun bana?
sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?

beni daha çok sevin!
bana daha çok gülün!
daha da çok isteyin beni!
beni daha çok özleyin!

ama seni...
seni en çok ben, ben!

hayır ben çok değiştim oğlum
bir başkası değilim artık
vazgeçtim maymunların dünyasından
bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
istemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak

işte belki de bu yüzden
seni en çok ben...
en çok ben özlüyorum!


benim ölü arkadaşım!...

25 Aralık 2009 Cuma

Okan BAYÜLGEN


Okan Bayülgen (d. 23 Mart 1964, İstanbul), şovmen, sunucu, sinema ve tiyatro oyuncusu, seslendirme ve fotoğraf sanatçısı, klip yönetmeni-prodüktör.




Meşhur tefsirci Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın torunudur. Hukuk ve gazetecilik eğitimi almış bir baba ile ressam bir annenin oğlu olan Okan Bayülgen, eğitimine İstanbul Göztepe'teki Taş Mektep isimli yatılı okulda başlar. 1970'te Bülent Bey ile Ayla Hanım boşanır, Bayülgen, 6 yaşındayken yatılı okula verilir. Şişli 19 Mayıs İlkokulu'ndan mezun olup Galatasaray Lisesi'nde öğrenimine devam eder. Okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarla ilgilenmiştir. Okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında annesi Ayla Hanım onu Bodrum'a, yanına çağırır ve Galatasaray Lisesi'ndeki 6 yılından sonra Bodrum Lisesi ve ardından Şişli Lisesi'nden mezun olarak 1984'te lise eğitimini tamamlar...




Fotoğraf eğitimi almak için Fransa'ya giden Bayülgen, Tours Üniversitesi Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesi'nde hukuk okumaya başlar. Ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçer. Bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak Türkiye'ye döner ve Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başlar. 1989 yılında mezun olarak aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi'nde mastır yapmıştır...




Devlet Tiyatroları'ndaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetmiş, bazı oyunlarda oynamıştır...




1991'de Kent FM'deki "Son Saatler" adlı bir programla radyoculuğa başlamıştır. Bu sıralarda "Genç Indiana Jones" dizisinin Türkiye'de çekilen bölümünde rol alır. 1993 yılı sonunda Trabzon Devlet Tiyatrosu'na tayini çıkar ve Trabzon'a gider. Rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında Devlet Tiyatrosu'ndan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında denemeye karar verir. Radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başlar. Televizyon işleri yapmaya başladıktan sonra da çeşitli radyolarda çalışır. 1995'te Radyo Contact'ta iken, 1997'de Kiss FM'de "Okan Bayülgen On Air" programını sunmuştur. Özellikle 1998 ve 1999 yılında Radyo D'de 18:00-20:00 saatleri arası yayınlanan "Hayat Bilgisi" programı ile dikkatleri çekmiştir. En son 2001 yılında Radio Contact'ta, "Yol" programını yapmıştır.






Televizyon hayatına Satel TV'de klipler sunarak başlayan Bayülgen, atv ekranlarında gece yarısında yayına başlayan "Gece Kuşu" adlı farklı programı ile adını duyurdu. Gece Kuşu'nun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca "Televizyon Çocuğu" ile devam ettirdi. Gecenin bir saatinde sessiz sedasız yayına başladığında amaçladığı şey, izleyici ve sunucu arasındaki yapmacık samimiyetle örülü ilişkiyi yok etmekti. Agresif tavırları ve ilk "uçurmaları" başlarda kamuoyunun sesini kısma yönünde hayli totaliter bir tavır olarak görülse de, asıl eylem bu düzeni kuranlara karşıydı.






Program ekibi olarak ATV ile yollarını ayırdıktan sonra iki yıl kadar ekranlardan uzak kalan Bayülgen, televizyon için uzun sayılabilecek bu aradan sonra Kanal D'deki "Zaga" ile geri dönmüştür. Sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve Medya Arkası ile kısa bir dönemin haricinde Cumartesi geceleri yayınlanan Zaga, Türk televizyon hayatındaki uzun soluklu ve yeni bir anlayışın ürünü özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturmuştur.






Televizyon açısından uzun kabul edilebilecek yıllar, çeşitli eğitim ve yardım kampanyaları için ulusal haber kanalı NTV'de özel yayınlar yapan Okan Bayülgen, yine bu kanalda takip eden yıllar boyunca yılbaşı gecesi özel canlı yayınları sunmuştur.






2004'te izleyicilerin de stüdyo konuğu olarak katılabildiği Herkes Bunu Konuşuyor ile Perşembe geceleri ekrana çıkar. Akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla beraber, seçilen bir konunun bir masa etrafında konuşulması (laflanması)üzerine kurulu bu programları diğerlerinden farklı olarak komedi ağırlıklı eğlence programı formatında değildir.






2005 yayın döneminde Televizyon Makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran Bayülgen bu sefer Hakkı Devrim ile beraberdir. Bir masa etrafındaki konuk yağmuru, eğlence dünyasından edebiyat ve sanat dünyasına, bir dizi alandaki bilimum konuk, konu ve daha ciddi bir format ile ekrana çıkmıştır. Daha sonra Makina olarak adını kısalttığı programda, piyesler ve estetik unsurlar daha ön plana geçmiş ve yayının süresini giderek daha uzun tutmayı tercih etmiştir.






Programlarında, zaman zaman arayan izleyicinin yüzüne telefon kapattıktan sonra onları kendi deyimiyle "uçurduğu" ya da "zagaladığı" ve magazin haberleri ile kendisinin saçma bulduğu programları ve sunucuları eleştirdiği gözlenmiştir.






Çok genç yaşta bir evlilik yapan Okan Bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturmuştur. Üçüncü evliliğini Çocuklar Duymasın adlı tv serisinde de oynamış olan Zeyno Günenç ile yapan Bayülgen'in, babasının ikinci evliliğinden olan Ozan ve Okşan adlı iki kardeşi vardır.




* Gece Kuşu (1995, ATV)


* Televizyon Çocuğu (1996, ATV)


* Zaga (1998-2005, Kanal D)


* Herkes Bunu Konuşuyor (2004-2005, NTV)


* Televizyon Makinası (2005-2006 , Kanal D)


* Haber Makinası (2006, CNN Türk)


* Makina (2006 - 2007 , Kanal D)


* Bu Sizi İlgilendiriyor (2007-... , NTV)






Filmleri




Sinema oyunculuğuna, Mustafa Altıoklar'ın yönetmenliğini yaptığı İstanbul Kanatlarımın Altında filmi ile başlayan Okan Bayülgen çeşitli dizilerde de roller aldı.




* İstanbul Kanatlarımın Altında (1996, Lagari Hasan Çelebi)


* Ağır Roman (1997, Gli Gli Salih) - Sadri Alışık En İyi Erkek Oyuncu Ödülü


* Romantik (1999, Ömer)


* Oyun Bozan (2000, Metin Kahraman)


* Hemşo (2001, Cebrail)


* Komser Şekspir (2001, Tatu)


* Sır Çocukları (2002)


* Gülüm (2002, Sinan)


* Sınav (2006, Levent Lemi)Diziler


* Utanmaz Adam (Şeref Haktanır)




Diziler




* Size Baba Diyebilir miyim? (2004, Kanal D)Yakın Dönem Tiyatro Oyunları


* Atları da Vururlar Müzikali (Oyuncu)


* Hangisi Karısı (Yönetmen)


* Kiralık Oyun (Oyuncu)






Seslendirme




Etkin vurgulamaları ve düzgün Türkçesiyle Bayülgen dikkati çekmiş ve aranan seslendirme sanatçılarından biri olmuştur. Bugüne kadar çeşitli yabancı animasyonlar ve filmlerin (Shrek serisi, Garfield, ...) Türkçe dublajında bulundu. Uzun bir dönemdir de reklam ve kampanya filmi seslendirmeleri yapmaktadır. National Geographic dergisi tarafından En İyi Sualtı Kitabı seçilen ve çeşitli ödüller alan Alptekin Baloğlu'nun çektiği fotoğrafların da yer aldığı Sualtından Yansımalar DVD'sinin Türkçe seslendirmesini yapmıştır. Takip eden çoğu senelerde Kristal Elma ödül törenlerinde sunuculuk da yapmıştır.




Fotoğraf




Lise sonrasında başlayan fotoğraf merakı ve bu merakla Fransa'ya uzanan, ancak uzun bir dönem ara verdiği ve yıllar sonra profesyonel olarak ilgilenmeye başladığı fotoğraf hikayesinde, her şeyin 40. yaş gününde sevgilisi tarafından kendisine hediye edilen bir Leica M6 ile başladığını söylemektedir.




Bugüne dek çeşitli firmalar için katalog ve moda çekimleri yapan Bayülgen'in, 2006 Mayıs ayında Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi'nde, Zekai Demir ile beraber yaptıkları Madagaskar gezisinden fotoların yer aldığı Baobab Yolu isimli sergisi açılmış; tamamı analog çekimler olan bu fotoğrafların bulunduğu bir de kitap yayınlanmıştır.Yine 2006 yılında çektiği "Yaşam Gücü" fotoğrafları ile Doğuş Power Center'ın duvarlarını süslemiştir.Sanatçı 2007 yılında teması tiyatro olan ve model olarak ünlü tiyatro sanatçılarını objektif karşısına geçirdiği "Pudra-Zamanın Tozu" isimli sergiyi açmıştır. Sergideki fotoğrafların yer aldığı Pudra isimli bir de kitap yayınlanmıştır...,
Sergileri
Madagaskar-Baobab Yolu
Yaşam Gücü
Pudra Zamanın Tozu
Erkeklerin Saatlerini Takan Kadınlar
Gördüğüm En Güzel Kız Sensin
Yapımcılığını Üstlendiği Projeler
Lütfen Bu Konuya Girmeyelim ( Saba Tümer/Pakize Suda)
Her şeyi Bilmek Gerekmiyor (Berrak Tüzünataç/Gürgen Öz)
Konuşan Kafalar (Rüya Önal/Gürgen Öz/Murat Akkoyunlu/Özgür Çakıt)
Hacıyatmaz( Ata Demirer)
Evde Olmak Güzel(Rüya Önal/Özgür Çakıt)
Ayşe Özgün Her Gün (Ayşe Özgün)Gülben Ergen ile Sürpriz (Gülben Ergen)